41 suç kaydı ve 25 ayrı suçtan ulusal düzeyde arama kaydı bulunan "Camgöz Grubu"nun lideri olan Binali Camgöz, 2018'de Türkiye'den kaçarak cezalarından kaçmaya çalışmıştı.
Yakalanma Süreci
Güvenlik kaynaklarından alınan bilgilere göre, sahte pasaport kullanarak Belarus ve ardından Karadağ'a geçen Camgöz, sahte kimlik belgeleriyle Temmuz 2022'de Karadağ'da yakalandı ve tutuklandı.
Uluslararası İşbirliği ile Yakalama
MİT'in yoğun istihbarat diplomasisi sonucunda Camgöz, Türkiye'ye getirilerek emniyet güçlerine teslim edildi.
Bu süreçte Dışişleri, İçişleri Bakanlıkları ve ilgili kurumlar arasında koordinasyon sağlandı ve başarılı bir operasyon gerçekleştirildi.
Camgöz'ün yakalanmasıyla suç örgütüne büyük bir darbe vuruldu ve aktif faaliyetleri büyük ölçüde engellenmiş oldu.
Artık Camgöz, Türk yargısının karşısına çıkacak ve işlediği suçlardan hesap verecek.
Binali Camgöz Kimdir? Türkiye'ye İadesinin Detayları
Binali Camgöz, Türkiye’nin en ünlü organize suç liderlerinden biri olarak bilinir. 1970 yılında İstanbul’da doğan Camgöz, suç dünyasına 1990’lı yıllarda adım attı. "Camgöz Grubu" adıyla tanınan organize suç örgütünün başında yer alarak, özellikle uyuşturucu ve silah kaçakçılığı gibi uluslararası suç faaliyetlerinde bulundu. "Deniz" kod adıyla da bilinen Camgöz, uzun süredir güvenlik birimlerinin takibindeydi.
Camgöz’ün yakalanma süreci, uluslararası iş birliğinin ne denli önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Karadağ’da yakalanan Camgöz, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ve Karadağ yetkililerinin ortak çalışmaları sonucunda Türkiye’ye iade edildi.
Karadağ Adalet Bakanı Bojan Bozovic, Camgöz’ün iade sürecini bir basın toplantısında duyurdu ve bu kararın ülkenin Ulusal Güvenlik Konseyi toplantısında alındığını belirtti.
Bu karar, Camgöz’ün Karadağ’da ulusal güvenliği tehdit ettiğinin açık bir göstergesi olarak değerlendirildi.
İade sürecinin detayları da oldukça dikkat çekici. Karadağ Suç Dairesi Başkanı Lazar Scepanovic, yerel saatle 19:15’te yoğun güvenlik önlemleri altında Camgöz’ün Türkiye’ye gönderildiğini açıkladı.
Bu süreçte 40’tan fazla polis memurunun görev alması, operasyonun ne kadar ciddiyetle yürütüldüğünü gösteriyor. İki ülke arasındaki güçlü iş birliği, bu operasyonun başarıyla sonuçlanmasında kilit rol oynadı.
Binali Camgöz, uluslararası suç dünyasında "yüksek riskli" bir figür olarak tanımlandı ve Interpol tarafından çıkarılan kırmızı bültenle aranmaktaydı. Karadağ ve Türkiye’deki polis kayıtlarına göre, Camgöz’ün organize suç faaliyetlerini yönlendirdiği ve Karadağ’daki suç gruplarıyla yakın ilişki kurduğu biliniyor. Bu özellikleri onu hem Karadağ’da hem de Türkiye’de büyük bir tehdit haline getirdi.
Binali Camgöz’ün Türkiye’ye iade edilmesi, organize suçla mücadelede önemli bir adım olarak değerlendirilebilir.
Bu tür operasyonlar, uluslararası iş birliğinin suç dünyası üzerindeki etkisini bir kez daha ortaya koyuyor. Ancak bu olay, suçla mücadelenin sadece operasyonlarla sınırlı kalmayıp, uzun vadeli stratejilere ihtiyaç duyduğunu da hatırlatıyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlarda paylaşmayı unutmayın!